18 Aralık 2007 Salı

Batman, The Dark Night


2008'de geliyormuş. Buradan traileri izleyebilirsiniz...

17 Aralık 2007 Pazartesi

Steve Jobs-Aç Kal, Budala Kal


Apple'ın ve Pixar Studios'un kurucu CEO'su Steve Jobs'un Stanford Üniversitesi'nin 2005 yılı mezuniyet töreni sırasında yaptığı konuşmadan bir çoğunuzun haberi olmuştur. Ben yeni izledim ve dinledim. Etkileyici.

Uğraştım (!), didindim (!) ve sizler için bu konuşma herkes izleyebilsin diye türkçe altyazılı hale getirdim. Saygılarımla...

28 Ağustos 2007 Salı

ETOX...30 Ağustos'ta Yollarda...







16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 kadarının Ankara' da bir toplantıya çağrılmasıyla başladı Türkiye'nin otomobil üretme sevdası. Toplantıda Türk Ordu'sunun cadde tipi binek otomobil ihtiyacının karşılanması maksadıyla T.C.D.D.'ye yetki verildiği ve söz konusu amaç uğruna 1.400.000 TL ödenek ayrıldığı katılımcılara T.C.D.D. Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu tarafından aktarıldı. Katılan herkes açıklamanın şokunu yaşadı. Belki de defalarca konuştukları, aralarında itilafa düştükleri, kimilerinin olabilir kimilerinin ise arzu ettikleri ancak olma ihtimali vermedikleri bir proje devlet eliyle gündeme getirilmişti. Karar netti, bir otomobil yaratılacaktı ve bu otomobil öyle basit bir otomobil olmayacaktı, tamamen Türk yapımı yerli ilk otomobilimiz olacaktı.



Süre kısıtlıydı, 29 Ekim 1961 tarihine otomobil tamamlanmalıydı. 4,5 ayda ilk yerli otomobil üretilmeliydi. Proje kamuoyunda yankılandığında açıkçası istenilen desteği bulamadı, kimse böyle bir projenin sonuçlanmasına ihtimal vermemişti. Ancak ne olduysa oldu, Türk Halkının zor anlarda ortaya çıkan azmi, gayreti ve yaratıcılığı 29 Ekim 1961 tarihinde 29 Ekim 1961 tarihinde Büyük Millet Meclisi'nin önünde somut olarak yerini aldı. Türkiye'nin yerli üretim ilk otomobili "Devrim" dönemin cumhurbaşkanı Sayın Cemal Gürsel'e takdim edilmeye hazırdı. Hatta bu kısıtlı sürede Devrim'den iki adet yapılmış ve ikisi de Ankara'ya Eskişehir'deki TÜLOMSAŞ fabrikalarından getirilmişti. O dönemde Ankara'ya buharlı lokomotifler ile çekilen trende getirilen otomobillerin benzin depoları, lokomotiften çıkabilecek kıvılcımların sıkıntıya mahal vermemesi amacıyla, boşaltılmıştı. Araçların deposu Ankara Sıhhiye'de bulunan Mobil Benzin İstasyonu'nda doldurulacak ve daha sonra tören alanına geçilecekti. Ancak araçlar Ankara'ya geldiğinde, söz konusu durum unutuldu (!) ve araçlar benzin ikmali yapılmadan depolarında bulunan bir kaç litre benzin ile meclisin önüne geldi. Meclisin önünde durum anlaşıldı, apar topar getirilen benzin birinci araca konulurken, Cemal Gürsel ikinci araca bindi, durum izah edilemeden araç harekete geçti. 100 metre kadar giden araç, öksürerek durdu. Direksiyondaki yüksek mühendis durumu Cemal Paşa'ya izah etti, Paşa ilk araca geçti ve onula günü sorunsuz tamamladı. Ertesi gün tüm basın, bu yaşananları abartarak, sıkıntının araçtan kaynaklandığını ima ederek aktardı Bu büyük hayalin iki meyvesini acımadan ateşe attı...
O günden bu yana otomobil üretimi anlamında düşünceler oldu. KOÇ Grubu, Anadol ile uzun süre Türk yollarında yer aldı. Ancak, ürettiğimiz değerleri, bizim olan kıymetleri kötülemekte ve acımasızca eleştirmekten vazgeçmeyen yapımız Anadol'un da yollarımızdan müzelere aktarılmasına neden oldu.
Yıl 2007, öncekiler kadar büyük yatırımlar ve büyük grupların desteği olmadan, sessiz sedasız bir hayalin peşinde bir yerli otomobil daha yollara çıkıyor. Otomobil tamamıyla Türk tasarımcıları tarafından tasarlandı, motoru ve diğer birçok aksamı yabancı. Sorun değil, önemli olan bir hayalin, son derece de kutsal bir hayalin yola çıkması. Desteklerle gelişebilecek ve daha iyiye gidebilecek bir hayalle. Bu hayal, tasarımından, vites koluna kadar tamamıyla yerli bir otomobil üretebileceğini bundan 46 yıl önce ispatlamıştı. ETOX, son derece şık sportif hatlara sahip iki kapılı bir araç. 110 Hp gücündeki bu araç Ankaralı firma ERTEX tarafından üretildi. Araç ilk olarak siparişle üretilecek, seri üretime geçilmesi için gereken altyapıların hazırlanması ile de seri üretime geçmesi hedefleniyor. Ben böylesi işleri destekliyorum, umarım yalnızca bu yapılan ilk örnek ile kalmaz, gelişir, büyür. Ülke ve dünya yollarındaki yerini alır.
Devrim'le başlayan Türk Otomobil Sektörü'nde kendinden önce gelen diğer modellerin intikamını alır. Araçla ilgili detaylı bilgileri http://www.etox.com.tr/ internet adresinde bulabilirsiniz.

5 Temmuz 2007 Perşembe

....

''ölmek ne garip şey anne,
artık duvarları kanatırcasına tırnağımla ,
şaşkın umutlu şiirler yazamayacağım mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamayacağım.
Baba olamayacağım örneğin.
Toprak olmak ne garip şey anne,
Ceplerimde el yerine balyoz taşırken
korkunç bir merakla beklerken kurtuluş haberlerini
ve yüreğimin ırmakları taştı taşacakken,
ölmek ne garip şey anne...''

ölümsüz nevzat çelik dizelerini, bir kez daha hatırlattın bize Barış, gittin. Seni en çok akademi türkiyeden tanıdım, sonrasında t.v. kanalları arasında amaçsızca dolaştığım anlarda yakaladım bazı programlarda. Dizini izlemedim örneğin. Ama hep bir farklı geldin bana ve eşime. Biz seni sevdik uzaktan.

Ölüm herkez için kötü ama, gençlere hiç yakışmıyor o kesin.

Hakkatten ne garip şey, bugün kötü oldum. Kalbim yoruldu. Allah tüm yakınlarına sabır versin. Allah onun yerini cennet eylesin...

3 Temmuz 2007 Salı

Hadi Barış Gayret...



Vallahi be Barış, daha yapacak o kadar çok şeyin varki. Koyverme kendini...Dualarım seninle.

21 Haziran 2007 Perşembe

14 Haziran 2007 Perşembe

5 Haziran 2007 Salı

StumbleUpon

StumbleUpon bilgisayar başında sıkılanlar için bulunmaz bir nimet. StumbleUpon sayesinde artık sıkılıp zaman geçirmek için internete girdiğiniz zamanlar daha keyifli geçecek. Çünkü, SU sayesinde çok sayıda ilginç internet sitesini kolaylıkla bulabileceksiniz. Bence deneyin.







Programa www.stumbleupon.com internet adresinden ulaşailirsiniz.

zavallı pluto...


Kime ne zararın vardı bilmem ki...

Dünyanın liderliğinde tüm gezegenler sana cephe aldılar, seni dışladılar. Alıp bir kenara attılar. Biz memnunduk senin gezegen olmandan, güneşe uzaklıklarına göre gezegenleri hayat bilgisi derslerinde sayarken senden bahsetmekten.

Gördün mü ? Hayat işte böyle dostum. Ne oldum demeyeceksin, ne olacağım diyeceksin. Vallahi adamın elinden gezegenliğini bile alırlar hiç acımadan kaç yıldır gezegen olduğuna bakmadan.

1 Haziran 2007 Cuma

kravat...


Dün birisini gördüm, beyaz bir yağmurluk üzerinde,

O birisinde seni gördüm, bembeyaz bir gülümseme yüzünde,

Ağlamak, haykırmak istedim neden yanında değilim diye,

yapamadım kravatım vardı ümüğümde..




18 Mayıs 2007 Cuma

yolculuk


bekliyorum...Yalnız, anlamsız ve ürkek bir şekilde bekliyorum. kontrolün elimden çıktığını hissediyorum. Müdahale etmem gerektiğini biliyorum, ama bir şeyler yapabilme gücünü bir türlü kendimde bulamıyorum. Rutinden ibaret olmaya başlayınca günler, gitmek, kaçmak istiyorum. Ama yapamıyorum. "Belki de yapmak istemiyorsundur, belki de rutini seviyorsundur" diyor içimden bir ses. Sonra susuyor, tekrar etmiyor. Bana bırakıyor beni.



yollar ve yolculuklar zamanı geldi çattı yine. Gidiyorum. Daha önce hiç görmediğim yerlere, gidiyorum. Havaları ısınmasıyla beni bekleyen kadere doğru yola çıkıyorum. Ne olacağını, ne biteceğini bilmeden gidiyorum. Hayatımı, bir adım önümden giden hayatımı, nerde yakalarım ya da yakalayabilir miyim ? Bilmiyorum. Umutla gidiyorum, düzelecek diye gidiyorum.

Gidiyorum. Bavulum hazır.



10 Mayıs 2007 Perşembe

Point It: A Traveller's Guide in Any Language




Ecnebi bir memlekette yabancı dilde konuşurken konuşmanın olmazsa olmazlarıdır eller kollar. Yok efendim, yandaki içeceği göstermeler, adres sorduğunda abartılı hareketlerle adresi tarif etmeler, ya da tarif almalar. Vallahi, işte bu durum bazı arkadaşların dikkatini öyle bir cezbetmişki, arkadaşlar dilini hiç bilmediğimiz bir ülkeye gittiğimizde sırf resimleri kullanarak iletişim kurabilelim diye bir kitap hazırlamışlar.



Point It: Traveller's Language Book, içerisinde farklı yemeklerden, ulaşım araçlarına, sağlık merkezlerinden, farklı ürünlere kadar 1.200 adet fotoğraf barındıran bir kitap. Bu kitap sayesinde bundan sonra tek yapmanız gereken, barnağımızla kitaptan yapmak istediğimiz işi anlatan resimi göstermek...İlginç...



Kitabı Amazon.Com' da bulabilirsiniz...

3 Mayıs 2007 Perşembe

Seyahat Edenler İçin Metro Planları....






Yabancı bir şehirde, ne de önemlidir şehrin ulaşım ağını bilmek. Hele de bir tur ile gelmemişseniz, şehri elinizdeki kitap aracılığıyla keşfetmek uğraşı içerisindeyseniz. İşte, dünyanın tüm ülkelerindeki metro haritalarını bulabileceğiniz ilginç bir site, urbanrail.net. Ankara'dan, Tokyo'ya kadar tüm şehirlerdeki metro hatlarını gösteren, kullanışlı bir site. Seyahatlerinizi planlarken işinize yarayabilir.

Erken Seçim Geldi....Katılalım...

Türkiye siyasi açıdan son derece yoğun bir dönem yaşıyor. Cumhurbaşkanlığı Seçim sürecinde gerilen ipler, Anayasa Mahkemesi'nin almış olduğu karar doğrultusunda bir miktar gevşedi. Hükümet zaruri bir yol olarak erken seçim kararı alan aldı ve mümkün olan en kısa sürede erken seçimin gerçekleştirilmesini istedi. Tercih olarak 24 Haziran ya da 1 Temmuz tarihleri gündeme geldi. Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklamaları doğrultusunda, söz konusu tarihlerin erkenin de erkeni olduğu anlaşıldı ve 22 Temmuz 2007 tarihi üzerine uzlaşıldı. Sonuç olarak yakın geleceğimizin ve mevcut gündemin en önemli başlığı, erken seçim.

Seçim, demokrasilered, halkın kendisini ifade edebilmesinin en önemli ve etkili yolu. Bu noktada bizler de üzerimize düşen görevi yerine getirip, seçime katılmalıyız. 3 Kasım 2002 tarihinde gerçekleşen seçimlerde katılımın çok düşük olması, bugünkü gerilimin belki de en önemli sebebi. 2002 seçimlerinde, kullanılmayan oyların toplamı neredeyse seçimden birinci parti olarak çıkan AKP'nin oylarına eşit. Dolayısıyla kime oy verirseniz verin, mutlaka oy verin....

26 Nisan 2007 Perşembe

Ayılana Rakı Bayılana Gazoz...

Bir fotografı vardır Ata'nın, pek sık görülmeyen bir fotografı, sol elinde bir rakı bardağıyla, derin bakışlı. Öyle bir fotograf var mıdır, ya da o fotograftaki rakı kandırmacamıdır bilmiyorum ama o fotografı gordum gecenlerde sevdiğim bir mekanda. Uzun uzadıya baktım bu sefer resme, lidere. Resim eski ama Atatürk ne kadar da yeni dedim ve hep de öyle kalacak diye düşündüm.

Neyse işte öyle bir akşamdı, rakı içmiştim yaş üzümlüsünden, en güzellerinden, keyifliydim. Ata'yla başladık rakıyla bitirelim, rakı için yazılmış bir yazı geldi geçen e-postama, ben rakıyla ilişkin bir çok şey okumustum ama bu çok güzel geldi, buraya alınabilecek kadar güzel, hadi buyrun;

Aslında içki değildir Rakı,
Yurt sevgisidir örneğin.
İki tek attın mı "n'olacak bu memleketin hali?" diye endişelenmezsin aksi olsa...
Tıp bazen çaresizdir, o ilaçtır. Gurbete bile iyi gelir.Kontörsüz muhabbettir.
Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar, gülümsetir. Kahkahadır.
Hatıraları kaydeden hard disk'tir.
Botoks'tur bir nevi. En kaknemi bile bir başka görünür gözüne.
İçilir, güzelleşilir.

Herkesin gençlik hatası olabilir. Bira içersin.Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi matah zannedersin.
Amerika'da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine Etiler'de TIR parası ödersin, ayrı...
Ama kürkçü dükkânıdır. Döner dolaşır, gelirsin... Orhan Gencebay'dır. Entel barlarda, sosyete kulüplerinde dinlemeye utanırsın,ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin...
İstediğin kadar ağız burun kıvır, altın plağı hep o alır...Tatlıses'tir. Realite'dir.

Çocuktur, ağlarsın.
AB'cidir. Çünkü Rum öyle bir meze yapar ki, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir...
Madem yasaklayacaksın rakıyı...Neden balık avlıyorsun o zaman? Şerbetle mi yiyeceksin lüferi? Ne anlamı var deniz börülcesinin, rokanın, radikanın, cibezin... İnek miyiz biz?
Yoksa Şakşuka'yı şarkı mı zannediyorsun sen?


Ne diyor dünya güzeli Orhan Veli...

"Şiir yazıyorum,
Şiir yazıp eskiler alıyorum,
Eskiler verip musikiler alıyorum ,
Bir de rakı şişesinde balık olsam... "


güzeldi değil mi, haydi afiyet olsun....

h.m.

Etox...Bir Türk Hayali...










16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 kadarının Ankara' da bir toplantıya çağrılmasıyla başladı Türkiye'nin otomobil üretme sevdası. Toplantıda Türk Ordu'sunun cadde tipi binek otomobil ihtiyacının karşılanması maksadıyla T.C.D.D.'ye yetki verildiği ve söz konusu amaç uğruna 1.400.000 TL ödenek ayrıldığı katılımcılara T.C.D.D. Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu tarafından aktarıldı. Katılan herkes açıklamanın şokunu yaşadı. Belki de defalarca konuştukları, aralarında itilafa düştükleri, kimilerinin olabilir kimilerinin ise arzu ettikleri ancak olma ihtimali vermedikleri bir proje devlet eliyle gündeme getirilmişti. Karar netti, bir otomobil yaratılacaktı ve bu otomobil öyle basit bir otomobil olmayacaktı, tamamen Türk yapımı yerli ilk otomobilimiz olacaktı.

Süre kısıtlıydı, 29 Ekim 1961 tarihine otomobil tamamlanmalıydı. 4,5 ayda ilk yerli otomobil üretilmeliydi. Proje kamuoyunda yankılandığında açıkçası istenilen desteği bulamadı, kimse böyle bir projenin sonuçlanmasına ihtimal vermemişti. Ancak ne olduysa oldu, Türk Halkının zor anlarda ortaya çıkan azmi, gayreti ve yaratıcılığı 29 Ekim 1961 tarihinde 29 Ekim 1961 tarihinde Büyük Millet Meclisi'nin önünde somut olarak yerini aldı. Türkiye'nin yerli üretim ilk otomobili "Devrim" dönemin cumhurbaşkanı Sayın Cemal Gürsel'e takdim edilmeye hazırdı. Hatta bu kısıtlı sürede Devrim'den iki adet yapılmış ve ikisi de Ankara'ya Eskişehir'deki TÜLOMSAŞ fabrikalarından getirilmişti.

O dönemde Ankara'ya buharlı lokomotifler ile çekilen trende getirilen otomobillerin benzin depoları, lokomotiften çıkabilecek kıvılcımların sıkıntıya mahal vermemesi amacıyla, boşaltılmıştı. Araçların deposu Ankara Sıhhiye'de bulunan Mobil Benzin İstasyonu'nda doldurulacak ve daha sonra tören alanına geçilecekti. Ancak araçlar Ankara'ya geldiğinde, söz konusu durum unutuldu (!) ve araçlar benzin ikmali yapılmadan depolarında bulunan bir kaç litre benzin ile meclisin önüne geldi. Meclisin önünde durum anlaşıldı, apar topar getirilen benzin birinci araca konulurken, Cemal Gürsel ikinci araca bindi, durum izah edilemeden araç harekete geçti. 100 metre kadar giden araç, öksürerek durdu. Direksiyondaki yüksek mühendis durumu Cemal Paşa'ya izah etti, Paşa ilk araca geçti ve onula günü sorunsuz tamamladı. Ertesi gün tüm basın, bu yaşananları abartarak, sıkıntının araçtan kaynaklandığını ima ederek aktardı Bu büyük hayalin iki meyvesini acımadan ateşe attı...

O günden bu yana otomobil üretimi anlamında düşünceler oldu. KOÇ Grubu, Anadol ile uzun süre Türk yollarında yer aldı. Ancak, ürettiğimiz değerleri, bizim olan kıymetleri kötülemekte ve acımasızca eleştirmekten vazgeçmeyen yapımız Anadol'un da yollarımızdan müzelere aktarılmasına neden oldu.


Yıl 2007, öncekiler kadar büyük yatırımlar ve büyük grupların desteği olmadan, sessiz sedasız bir hayalin peşinde bir yerli otomobil daha yollara çıkıyor. Otomobil tamamıyla Türk tasarımcıları tarafından tasarlandı, motoru ve diğer birçok aksamı yabancı. Ancak bir hayal için yola çıktı, desteklerle gelişebilecek ve daha iyiye gidebilecek bir hayalle. Bu hayal, tasarımından, vites koluna kadar tamamıyla yerli bir otomobil üretebileceğini bundan 46 yıl önce ispatlamıştı.


ETOX, son derece şık sportif hatlara sahip iki kapılı bir araç. 110 Hp gücündeki bu araç Ankaralı firma ERTEX tarafından üretildi. Araç ilk olarak siparişle üretilecek, seri üretime geçilmesi için gereken altyapıların hazırlanması ile de seri üretime geçmesi hedefleniyor. Ben böylesi işleri destekliyorum, umarım yalnızca bu yapılan ilk örnek ile kalmaz, gelişir, büyür. Ülke ve dünya yollarındaki yerini alır. Devrim'le başlayan Türk Otomobil Sektörü'nde kendinden önce gelen diğer modellerin intikamını alır.

Araçla ilgili detaylı bilgileri www.etox.com.tr internet adresinde bulabilirsiniz.


22 Mart 2007 Perşembe

Merhaba...

Sıkıcı bir işgününde, günün tüm ölü renklerinden kurulabilme umuduyla blog işine girsemmi diye düşünüp, ardından girilmeye karar verilerek yapılan bir blog sitesi. Sıkıcı birisi değilimdir, işim sıkıcı olabiliyor zaman zaman. Ya da ne bileyim belki de çoğu zaman...

Neyse "yar bana bir eğlence" diyerek, girdik blogger.com adresine... İsim konusunda yoğun denemelerim oldu ama bu alemle geç tanışmamın bir sonucu olsa gerek hepsini kaptırmıştım. İzlerken çok keyif aldığım "daralanda kısa paslaşmalar" filmi ve mevcut daralmışlığımın birlikteliği ile daralanda ile başladım...