
Neyse işte öyle bir akşamdı, rakı içmiştim yaş üzümlüsünden, en güzellerinden, keyifliydim. Ata'yla başladık rakıyla bitirelim, rakı için yazılmış bir yazı geldi geçen e-postama, ben rakıyla ilişkin bir çok şey okumustum ama bu çok güzel geldi, buraya alınabilecek kadar güzel, hadi buyrun;
Yurt sevgisidir örneğin.
İki tek attın mı "n'olacak bu memleketin hali?" diye endişelenmezsin aksi olsa...
Tıp bazen çaresizdir, o ilaçtır. Gurbete bile iyi gelir.Kontörsüz muhabbettir.
Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar, gülümsetir. Kahkahadır.
Hatıraları kaydeden hard disk'tir.
Botoks'tur bir nevi. En kaknemi bile bir başka görünür gözüne.
İçilir, güzelleşilir.
Herkesin gençlik hatası olabilir. Bira içersin.Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi matah zannedersin.
Amerika'da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine Etiler'de TIR parası ödersin, ayrı...
Ama kürkçü dükkânıdır. Döner dolaşır, gelirsin... Orhan Gencebay'dır. Entel barlarda, sosyete kulüplerinde dinlemeye utanırsın,ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin...
İstediğin kadar ağız burun kıvır, altın plağı hep o alır...Tatlıses'tir. Realite'dir.
Çocuktur, ağlarsın.
AB'cidir. Çünkü Rum öyle bir meze yapar ki, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir...
Madem yasaklayacaksın rakıyı...Neden balık avlıyorsun o zaman? Şerbetle mi yiyeceksin lüferi? Ne anlamı var deniz börülcesinin, rokanın, radikanın, cibezin... İnek miyiz biz?
Yoksa Şakşuka'yı şarkı mı zannediyorsun sen?
Ne diyor dünya güzeli Orhan Veli...
"Şiir yazıyorum,
Şiir yazıp eskiler alıyorum,
Eskiler verip musikiler alıyorum ,
Bir de rakı şişesinde balık olsam... "
güzeldi değil mi, haydi afiyet olsun....
h.m.